Neye Hazırlanıyorsun?

Sevgili dostlar merhaba;

Dünya okulunda ilerlemeleri zamanla ölçmeye alışkınız. Bunun için her yeni yıldan beklentilerimiz oluyor. Yeni bir yılın yenilikler getireceği kesin. Hayatta her şey -değişmiyor gibi görünenler dahi- sürekli yeniden ve yeniden yaratılır. Biz öğrendikçe, bilincimiz genişledikçe deneyimlerimiz ve hissedişimiz değişir, biz dönüşürken hayatımız da dönüşür. Bilincin ilerlemesi temelde bakış açılarımızın ve davranışlarımızın genişlemesi ve daha çok sevgi ve ışığa dayalı olması ile açıklanabilir. Burada kapsayıcılığın önemini görebilirsiniz. Yeni yıl için umudunuzu inanca çevirdiğiniz, hayallerinizi fiziksel dünyada da gerçekleştirdiğiniz harika deneyimler diliyorum. Aşağıya yeni yıl niyetlerine odaklanmak isteyen dostlar için yeni bir hatırlatma yazısı ekliyorum. Bunlar sıkışık hissettiğiniz zamanlarda da yolunuza, varlığınıza ışık tutabilecek temel bilgiler.

Sevgili;

Derin bir nefes al ve gevşe… En öncelikli olan her zaman nefes alman ve varlığını hissetmen… Gevşeyip rahatladığın zamanlarda olasılıklara izin verebilirsin. Kaygının gözlüğünü çıkarabilirsin. Nefesinle şu ana dön ve sadece varlığını hisset. Gevşeyip hazır olduğunda ne yapmak, kim olmak ve nasıl hissetmek istediğini sor kalbine… Derin nefes alıp yavaşça vermeye, sükunetini sürdürmeye ve andaki gerçeğin yüzeye çıkmasına izin ver.

Belki üzgün ve belki umutsuz hissettin, belki hayal kırıklığı… Her şey olabilir. Hissetmeye izin ver, anlamaya bak. Her deneyim önemlidir ve her deneyimden öğreniriz. Şimdi isteğin nedir? Yaşamak istediğin gerçekliği, deneyimleri, yeni varoluş halini düşün… Bu da bir niyettir.

Ve belki kalbinin gerçeğini biliyor ve hayatında o noktaya varmaya çalışıyorsundur. Sadece bu arzunun ortaya çıkmasına ve bunlar gerçekleştiğinde nasıl olacağının güzelliğini hissetmeye izin ver. O zaten olmuştur, olacaktır. Bazı şeyler sadece senin hazır olmanı bekler, bazen de farklı bir adım atmanı… Hayalindeki, bu hayatı yaşayan kişi nasıl biri? Nasıl erdemleri var? Nasıl davranıyor, nasıl hissediyor?

Yaratıcılık, ne istediğimizden çok ne beklediğimize, neye hazır olduğumuza yanıt verir. Hazırlıklarımız fiziksel düzlemden ziyade enerji düzleminde, bilinçte yaşanır. Dışarıdaki değişim daima içeriden başlayıp yayılır. Bu nedenle, bu zamanda insan bilincinin dönüşümü bu denli önemli. İçeriden dönüşürüz. Esas çözüm; içimizdeki kavgaları, yargıları, çatışmaları şifalandırmak. Herkesin ‘olduğu gibi olduğunu’ kabule varmak. Olanlar zaten olmuşsa ve bir parçamız bile var olan her şeyin birliğini, bağını biliyor ve hissediyorsa, affetmek, kabul etmek gibi erdemleri gündeme alabilirsek yeryüzünün büyük dönüşümünü şimdiden idrak edebiliriz. Kabul ve affetmek önce kendimiz için önemli. İlk adım ise kendini, olmuş olanı kabul. Pişmanlığı ve suçlamaları geride bırakarak bilgelikle yürümek. Bilinmesi uygun olan şu ki; bunun için kendini zorlamak işe yaramaz. Saf sevgiden, kendini, özünü sevmekten gelen bir bakış açısı ile ise her şey mümkün. Çok daha yüksek bir anlayışla mümkün. Kendimiz için bu öz sevgi ve kabulü geliştirdiğimizde, kalbimiz daha da açıldığında bunu karşımıza çıkan kişiler ve durumlar için de kullanmamız kolaylaşır. Şundan emin olun ki, siz sevginin gözüyle baktığınızda artık korkuya, kaygıya gerek kalmaz. Sevgiyle baktığınızda veya sevgiyi oraya davet ettiğinizde her duruma o an için mümkün olan şifayı, ışığı, anlayışı ve fırsatları getirirsiniz. Sevgiyi çağırın. Sevgiyi seslendirin. Sevgiyi ve ışığı getirmesini Yaratıcı’ dan talep edin. O durumun sevgiyle dönüşmesini gözünüzde canlandırın. Gerçek gücünüz, özgür iradenizden ve gözlemlediklerinizi, odaklandıklarınızı çoğaltma yeteneğinizden gelir. Hayatınızda ve dünyada nelere tanık olmak istiyorsunuz? En çok onlara bakın ve zihninizde onları resmedin. Tepki ve davranışlarınız korku yerine amaçlarınıza, olumlu gelişmelere, çözümlere dayalı oldukça karanlığın hizmetine de gerek kalmayacaktır. Acı ile öğrenmeye, hayatı eksiklik ve yoksunluktan doğru yaşamaya gerek kalmayacaktır. Sevginin yüksek frekanslarında korku var olamaz. Işığın varlığında karanlık olamaz.

Dostlarımız, zamanınızın çoğunda dikkatinizi ve hissinizi nerede tuttuğunuzun farkında olun. Yüksek frekansın, hafifliğin, ferahlığın en güçlü çekim noktası şükrandır, takdir ve teşekkürdür. Şimdi’de şükrettiğiniz her ne varsa bunlara odaklı olmak, zihninizi olumluya eğitmek bundan sonraki Şimdi’lerinize de şükredilecek enerjileri taşır. Amaçlarınızı dünyadaki zıtlıklardan ve yargılardan almanıza gerek yok, neşenizden alabilirsiniz. Neşenizi, kalbinizi ısıtan düşünce ve eylemleri takip edin. Hayat özenle güzelleşir. Düşüncelerinizi seçerken ve davranışlarınızda özenli olmaya çaba gösterin. Özen sevginin yüksek ifadelerinden biridir.

Küçük eylemlerin büyük sonuçları olur. Sevgililer, kendinizi ve Dünya’yı değiştirmekten korkmayın. Alışkanlıkların bir son kullanma tarihi vardır. Fikirlerin de… Sonsuz olan tek şey sevgidir.

Sonsuz olanın ışığıyla…

Aslı Güngör

1 Ocak 2024

(Yazıların tüm hakları Aslı Güngör’e aittir. Kaynak göstererek ve orijinal linki ile paylaşabilirsiniz.)